Duygularınızı nasıl anlayabilirsiniz?

Bilindiği gibi, herhangi bir kişi, sadece fiziksel olarak var olan bir biyolojik nesne (organizma) değil, bir akıl, ruh ve ruha sahiptir. Ve daha fazla hisler. Duyguların süreç olduğu ve aynı zamanda bireyin nesneler ve fenomenlerle (hem gerçek hem de hayali, soyut, genelleştirilmiş) olan ilişkisinin belirli anlamlarını yansıtan insan faaliyetinin iç düzenlemesi anlamına geldiği söylenebilir. Duygular, insan tarafından, sıklıkla bilinçsizce öznel deneyimler olarak kabul edilir.

Genellikle bir kişinin duygularını nasıl anlayacağını bilmemesi olur. Yani bazen sadece genç kızların değil, aynı zamanda oldukça olgun erkeklerin ve kadınların kendilerini ya da bu durumda kendilerini nasıl anlayacaklarını hemen hemen hiç bilmezler. Bu tür durumlar, bir kişi aynı anda çelişen duygular yaşadığında ortaya çıkar.

Sezgi hakkında

İnsanlar her zaman diğer insanlara, varlıklara, nesnelere ve fenomenlere gerçekten nasıl davrandıklarını anlamıyorlar. Örneğin, bir kişi, gerçekten aşık olup olmadığını ya da sadece bunu düşünüp düşünmediğini anlayamaz. Bu gibi durumlarda, insanlar başkalarına danışmaya çalışabilir ya da tersine sadece sezgilerine güvenebilirler. Bu ya da bu durumda ne kadar iyi davranılacağını açık bir şekilde söylemek imkansızdır. Muhtemelen, bu yöntemleri birleştirmek ve alınan bilgileri analiz etmek daha iyidir. Ve yine, son söz - sezgi için. Sezgi rastgele bir kapris veya görüntü değil, derin zihinsel ve zihinsel çalışmanın sonucudur.

Kendinize yardım etmek için, anlamaya çalışın:

Kendine çalış

Kendinize sorular yazın ve akıllıca cevap vermeye çalışın. Kendiniz dinleyin, duygularınızı bir süreliğine farklı zamanlarda takip edin ve analiz edin, eğer bu mümkün ise ve dedikleri gibi zarar görmüyorsa, hemen bir karar vermemeye çalışın. Yapısallık, dinginlik ve dünyayla uyum duygusu, hakikat anlayışını ve vizyonunu elde etmenin en iyi şart ve koşullarıdır.

Derin düşüncelerinizi kısa mantıksal formlar biçiminde formüle etmeye ve kaydetmeye (yani, gerçekleştirmeye) çalışın. Gerekirse konuşun ve yazın. Nüanslara dikkat edin. Aklını, aklını ve dikkatini zorla .

Sadece uyum ve huzur içinde, sessizlikte ve kendi ruhunuzun derinliğinde, birincil insani duyuların gerçek sıcaklığını bulacaksınız.