İnsan ruhunun yapısı

Beynimiz tam olarak anlaşılmamaktan çok uzaktır, o kadar çok bukleler vardır ki, tüm dünyadaki bilim adamları onları yüzlerce yıl boyunca yetecekmiş gibi görünmektedir. Pavlov, şartlandırılmış refleksler için dünyaya gözlerini açtığında, bu mükemmelliğin mükemmel limiti gibi görünüyordu ve takipçilerinin bu fenomene ilgisi yok, şu anda şartlı refleksler biyoloji üzerine okul ders kitaplarına layıktı.

İnsan ruhunun yapısı gizemli, ama hala bilinen bir şey var. Bu kesin veriler hakkında konuşacağız.

Zihinsel olay

İnsan ruhunun yapısı üç ana fenomen grubuna ayrılır:

Zihinsel süreçler, ruhsallığımızın en dinamik ve değişebilen kısmıdır. Zihinsel olarak, süreçler dışsal gerçekliği çeşitli psişik fenomenler biçiminde yansıtır. Dahil olmak üzere, bilişsel fenomenler olabilir - düşünme, hafıza, duyum, dikkat . Farklı deneyimlerle ifade edilen güçlü iradeler, çabalar, cesaret, kararlar ve duygusal olanlar olabilir.

Bu fenomenlerin hiçbirinin, normlarda kalıcı olmadığı açıktır.

Zihinsel durumlar zaten ruhsal ve bilinçliliğin bileşik yapılarıdır. Basit anlamda, bu sizin aktiviteniz veya pasifliğinizdir. Örneğin, işte tezahür eder - bugün, geçmiş günün eziyet ettiği aynı işi kolayca gerçekleştirirsiniz. Bunlar çiftler: dikkat dağıtımı - dikkat, tahriş - zevk, coşku - ilgisizlik.

Ve ruhun üçüncü yapısı ve yapısı zihinsel özelliklerdir. Ruhlarımızın en istikrarlı ve köklü kısmı, faaliyetlerimizin kalitesinden sürekli olarak sorumludur. Yani, belirli bir bireyin sürekli bir temelde özelliği budur. Karakter, ilke, mizaç , hedefler, tutumlar, yetenekler, hepsi bu kategorinin özellikleridir.

Biyoloji mi, sosyoloji mi?

İnsan biososyal bir varlıktır; "Madalyonun ters tarafı", boşuna. Psişenin yapısı ve bireyselleşme süreci topluma bağlıdır, ancak yine de, birçok akıl hastalığının bir genetik (yani, tamamen biyolojik) bir karakteri vardır.

"Madalyanın her iki yüzü" nin çalışması, nöropsikolojiyle uğraşır - beynin anatomik yapısı ile kişinin psikolojik yapısı arasındaki ilişkiyi araştıran bir bilimdir. Bu bilimin meyveleri nelerdir: beynin aynı kusurlu hücrelerinin farklı hastalıklara yol açabileceği ortaya çıktı ve farklı ruhsal bozuklukların nedeni aynı hücreler olabilir. Yani, bilimin hala yapacak bir şeyleri var.